Viyana – Brno

ayol-2

Adını Avusturyalıların bile duymadığı ama kendince “Dünya’nın merkesi Föllim”den geçen bu rota ile ilgili yol bilgilerine ülke geçişi dolayısı ile yaşadığım internet sorunu ile başlamak istiyorum.

follim

Yolda Çekya hatlarından birini satan herhangi bir dükkan bulamadığım için Avusturya hattımın çektiği yere kadar mecbur idare ettim.

İki şehir merkesi arası bisiklet ulaşımı yaklaşık 135 km. Pek tabii Viyana’nın neresinden Brno’nun neresine gittiğine, yolda ne kadar kaybolduğuna, ya da doğru yolu bulma denemelerin sırasında fazladan ne kadar yol aldığına bağlı olarak bu mesafe artıyor. Ben o gün yaklaşık 150 km bisiklet sürdüm. Yolun resimde görünenden sonrasını da kaba taslak hesap edersek gün boyu 5000 kalori yakmışım.

Yeşil işaretler, internetin nereye kadar çektiğini, dolayısı ile sayısal verileri nereye kadar toplayabildiğimi gösteriyor.
Yolculuğum yaklaşık 15 saat* sürdü.
*Uygulamalar siz mola verdiğinizde otomatik olarak durakladığı için sürüş zamanı ile gerçek zaman arasında, dolayısı ile sürüş zamanlı ortalamahız ile gerçek zamanlı ortalama hız arasında da farklılıklar oluyor.

Ve ilk resimde gördüğünüz gibi yol kenarındaki “kimsesiz” meyve ağaçlarından koparıp gerçek anlamda organik sayısız meyve yemişim. Kimsesiz ağaçlardan kopardım meyveleri çünkü buralarda mülk sahibine “göz hakkı”nı anlatamayabilirsiniz : )

kopru

Bu arada bakım yapıp yola çıkmama rağmen bisikletin vitesleri sorun çıkardı. Hafta sonu olması sebebiyle açık bisikletçi bulup tamir ettiremedim. Bu sorunla Prag’a kadar sürmek zorunda kaldım. Ama Prag’daki Scott yetkili servisine bir girişim vardı ki gelin onu da Prag ile ilgili yazıdan okuyalım.

 

Başladım sürmeye

 

photo-11-09-2015-10-41-00

     Interrail yapmak isteyip araştırdığımda yaşım sebebiyle asıl cazip olan indirimlerden yararlanamayacağımı öğrendim. Hem pahalıya geleceğini hem de benim gibi artık genç saymadıkları bir insanı yorabileceğini anladıtan sonra alternatif gezme yolları aradım. Nitekim arkamda gördüğünüz, tahmini 89 model, ikinci el (ya da 5. el bilemiyorum), 18 vites olmasından başka teknik bir özelliği bulunmayan bu bisikleti satın aldım. Böyle başladı ilk bisiklet heyecanım 2015 yazında.

     Avusturya’nın başkenti Viyana’dan, Çek Cumhuriyeti’nin sempatik şehri Brno’ya doğru Eylül başında başladığım turun ilk günü, en kritik gündü aslında. İlk bisikletim, onunla ilk uzun yol girişimim, ilk couchsurfing deneyimim olacaktı. Ne kendi yeterliliklerimi ne bisikleti,ne misafir olacağım kişileri, ne de yolları biliyordum. Başka mahalleye, sonra biraz daha uzaktakine gidip yeni yerler , kişiler tanımak çocukluktan çoğumuza tanıdık bir duygu ama bisikletle tek başına şehir hatta 4 ülke değiştirmek heyecandan fazlasını yüklüyordu omuzlarıma. Bu kadar yavaş bir araçla ilk kez yol aldığım için yolda yakaladığım bir sürü detay da yeniydi benim için, doğaya zarar vermeden, sadece kendi enerjimle yaptığım bu ulaşım şekli de. Şehirlerde ne kadar kör ve sağır olmuşuz… Ne birlikte yaşadığımız onlarca hayvanı, bitkiyi, ağacı görüyor gözlerimiz ne de onların eşsiz seslerini duyuyor kulaklarımız. Ne ufku görebiliyoruz reklam panoları ve binalardan ne de kendimizi duyabiliyoruz… Bunun özlemi miydi acaba haftaları dolduran yolculuğum boyunca tek bir şarkı bile dinlemeye ihtiyaç duymamam bilmiyorum ama neşe, heyecan, durulanma, yenilenme hisleri eşlik etti tüm yol boyu.

     Brno’da misafir olacağım evin, şehrin en yüksek semtinde olması sebebiyle yaklaşık 150 km’lik yolun son birkaç kilometresine vardığımda artık bisiklet beni değil, ben bisikleti taşıyordum. Ama hala benim yeterliliklerim yön veriyordu yoldaki durumuma. Bu durumu sevdim : )

     Tanışmalarla dolu bu en kritik günün yol kısmını geride bırakmıştım. Sonrasında olanları okumak için bir başka yazıda buluşmak üzere…